Burada mutluluk ve sağlık var...

Kışın Pazar Sepetinizde Bu Yiyeceğe Yer Ayırın

Unknown TARAFINDAN YAZILDI 21 Kasım 2014 Cuma 0 yorum


 Rengiyle sofralarımıza güzellik katan bu mucizevi yiyecek kış aylarında pazar sepetimizde mutlaka bulundurmamız gerekenler arasında. Söz konusu bitki kırmızı pancarın faydalarını bilmiyorsanız veya tadını beğenmediğiniz için yemiyorsanız o zaman bu yazıyı mutlaka okumalısınız.

Kırmızı Pancarın Faydaları


 Kış aylarının vazgeçilmez yiyeceklerinden biri olan kırmızı pancar vitamin deposu olarak A, B, C, P vitaminlerini ve magnezyum, demir, kalsiyum, fosfor gibi mineralleri  içermektedir. Aynı zamanda yüksek bir antioksidan olan kırmızı pancar kanser başta olmak üzere daha bir çok derdin dermanıdır. Sindirim sisteminin düzenli çalışmasına büyük katkısı olan kırmızı pancar mide ve bağırsakları da güçlendirmektedir. Diğer bir faydası ise havuç suyu ile yarı yarıya karıştırılarak içildiğinde kanımızdaki alyuvar sayısını yükseltmesi ile kansızlık sorununun giderilmesine yardımcı olması ve kişiye dinçlik sağlamasıdır.

 Uzmanlar kırmızı pancarın  suda kaynatıldıktan sonra günde bir bardak içilmesi durumunda tansiyonu düzenlediğini vurgulamaktadır. Bu mucizevi bitkini diğer bir özelliği ise karaciğeri düzenli çalıştırması nedeniyle şeker hastalığını önlemeye yardımcı olmasıdır. (Dikkat: Şeker hastalığını önlenmesinde etkilidir fakat içerisinde şeker barındırdığı için şeker hastaları tüketmemeli veya tüketmeden önce uzman bir doktora danışmalıdır)  Kırmızı pancar  kaynatılarak tüketildiğinde idrar yollarını açıcı ve idrar sökücü bir etkiye sahiptir.

  Faydaları saymakla bitmeyen bu bitkinin seyreltilmeden içilmesi önerilmemektedir. Elma suyu, havuç suyu veya farklı bir karışımla yar yarıya seyreltilerek içilmesi daha doğru bir tercih olacaktır.

Kırmızı Pancar İle Yapılabilecek Bir Kaç Tarif


 Pancar Turşusu Tarifi

Malzemeler:
  • 3 adet orta boy kırmızı pancar
  • 6 diş sarımsak
  • 2 çay bardağı üzüm sirkesi
  • 2 yemek kaşığı turşuluk tuz (iri tuz)
  • su
Hazırlanışı:

İlk önce pancarlar yıkanır, kabukları soyulur daha sonra resimdeki gibi dilimlenerek düdüklü tencereye alınır, üzerine 1 parmak geçinceye kadar su ilave edilir, 10 dk düdüklü tencerede haşlandıktan sonra soğumaya bırakılır. Sonra ayrı bir kapta sarımsaklar( ikiye bölünmüş şekilde), tuz, sirke karıştırılarak haşlanmış pancarlar suyuyla birlikte üzerine ilave edilir. Buzdolabında bir hafta beklettikten sonra afiyetle yiyebilirsiniz

Pancar Salatası Tarifi

Malzemeler:
  • 1 adet pancar
  • 3 yemek kaşığı yoğurt
  • limon suyu (miktarını zevkinize göre ayarlayabilirsiniz)
  • 1 diş sarımsak
  • isteğe bağlı miktarda tuz
  • 2 yemek kaşığı mayonez
Hazırlanışı:

İlk önce pancarlar soyulur daha sonra dörde bölünen pancarlar tencereye alınır ve üzerini çok fazla geçmeyecek şekilde su ilave edilerek haşlanır. Haşlanan pancarlar rendelenir ve fazla olan suyu sıkılır ( çok sulanma ihtimaline karşın suyu iyice sıkılmalıdır) Diğer taraftan mayonez, limon suyu, tuz ve dövülmüş sarımsak yoğurtla birlikte iyice çırpılır. En son pancarları üzerine koyup iyice harmanladıktan sonra servis tabağımıza alınıp servise hazır hale getirilir. Afiyet olsun


Devamını Gör...

Ağız Kokusu Hastalık İşareti Olabilir

Unknown TARAFINDAN YAZILDI 14 Kasım 2014 Cuma 0 yorum

  Kötü ağız kokusu hepimizin ister istemez rahatsız olduğu bir konudur ve ortam içinde çekingenlikten tutun konuşurken ağzımızı elimizle kapatmaya kadar bir çok davranışın da sebebidir. Davranış özgürlüğümüzü kısıtlayan, zaman zaman bize öz güven eksikliği dahi yaşatabilen bu durumun çözümü var. Kimi ağız kokuları uzmanlar tarafından doğal karşılanmakla birlikte kimisi tedavi edilebilir kimisi de bir hastalık belirtisi olabilmektedir. Örnek vermek gerekirse sabahları ilk uyandığımızda karşılaştığımız ağız kokusu sindirim kanalında biriken gazlardan veya dil sırtında üreyen bakterilerin sebep olduğu bir ağız kokusudur ve çözümü dil sırtının fırçalanması, sürekli olmamak koşulu ile çinko içeren gargaralar kullanılması veya sakız çiğneyerek tükürük salgı bezlerin harekete geçirilmesi yoludur (Tükürük ağızda ki bakterileri temizleyen en etkili salgıdır) . Diğer bir ağız kokusu nedeni ise ağız boşluğu içerisindeki çürükler, diş eti iltihapları, ağızda bulunan protez ve köprülerdir. Bir diş hekimine başvurarak bu tür rahatsızlıklar için çözüm bulabilirsiniz.

Ağız Kokusundan Kurtulmak İçin Ne Yapılmalı


  • Dil hijyeni önemlidir. Dilinizi dişlerinizi fırçaladığınız gibi fırçalayabilirsiniz. Bunun için dil temizliği yapabileceğiniz özel dış fırçaları veya dil temizleme aparatları mevcuttur.
  • Ağızdan nefes almak ağız kuruluğuna yol açacağından bakterinin en kuvvetli silahı olan tükürük salgısının olmayışı ağız kokusuna neden olacaktır. Dolayısıyla burnunuzun tıkalı olmamasına özen göstermelisiniz.
  • Suyu yanınızdan eksik etmemelisiniz. Ağız kuruluğunun önüne geçebilmek için sık sık su içmelisiniz.
  • Ağzınızı yarısı su yarısı hidrojen peroksit olmak şartı ile bir karışımla çalkalayabilirsiniz.
  • Eğer protez kullanıyorsanız veya ağzınızda koruyucular mevcut ise sık sık bir solüsyonda bekleterek hijyenini sağlamalısınız.
  • Şekersiz ve naneli sakız çiğnemeniz ağzınızdaki kötü kokuların giderilmesinde yardımcı olur.
  • Bitkisel olarak önlem almak isterseniz nane, maydanoz anason ağız kokusunu gidermeye yardımcı olmaktadır.

 Gelelim en önemli konuya. Ağız kokusu genelde doğru işlemleri yaptığımız sürece kendi imkanlarınızla da müdahale edebileceğiniz bir durumdur. Fakat  tüm çabalara rağmen kötü kokulardan bir türlü kurtulamadınız mı? O zaman bu işte bir iş var demeli ve anında bir doktora başvurmalısınız çünkü  bir türlü giderilemeyen ağız kokusu önemli bir hastalığın işareti olabilir.

Hangi Hastalıklar Ağız Kokusu Yapar?


  • Şeker hastalığı
  • Böbrek yetmezliği
  • Karaciğer yetmezliği
  • Sinüzite bağlı geniz akıntısı
  • Bademcik iltihabı
  • Solunum yollarında oluşmuş tümör
  • Solunum yollarındaki kronik enfeksiyonlar
bu hastalıkların yanında sindirim sitemi hastalıkları, gastrit, ülser, reflü gibi hastalıklar da ağız kokusuna neden olabilmektedir.

  Son söz: Her ağız kokusu bir hastalık belirtisi olarak algılanmamalı. Ağız kokusunu kendi imkanlarınızla ve diş doktorunuzun müdahalesi ile çözülememiş ise mutlaka kulak burun boğaz doktoruna başvurulmalıdır.


Not: Yazıyı faydalı bulduysanız lütfen paylaşınız.

Devamını Gör...

Kahvenin Bitmeyen Yararlı mı Zararlı mı? Tartışması

Unknown TARAFINDAN YAZILDI 8 Kasım 2014 Cumartesi 0 yorum

 Kültürümüzün vazgeçilmezleri arasında olan kahve, sohbet eşliğinde, molalarda, yemeklerden sonra veya sabahları gözümüzü açar açmaz tükettiğimiz enfes bir içecek olarak hayatımızda yer almaya devam ediyor. Neredeyse her gün kahve ile ilgili bir çok internet sitesi haber yapmakta ve yararları ile zararları üzerinde yazılar yazmaktadır. Bu durumu eleştirmek amacında değilim ama kahve içmeyi çok seven biri olarak bu kadar çelişkili haberler gördüğümde kahve yararlı mı yoksa gerçekten zararlı mı ikilemi yaşamaktan kendimi alamıyorum. Siz değerli okuyucuların da zaman zaman bu tür ikilemler yaşadığınızı varsayarak ve konuyu karşılaştırmalı şekilde analiz ederek paylaşmak istiyorum.











Kahve Migrene İyi Geliyor mu?

 Bu konuda uzmanlar farklı görüşleri savunmaktadır. Bir kesim uzmanlar kahvenin migreni tetikleyici bir etkiye sahip olduğunu savunurken diğer bir uzman kesimi migrene karşı doğal ağrı kesici olarak kahve içilmesini önermektedir.Yine farklı bir görüşe sahip uzmanlar ise migren ağrısı başladığında içilen kahvenin yatıştırıcı etki gösterdiğini fakat kahve miktarı arttırılırsa sonrasında tetikleyici olduğunu savunmaktadır.
Ne yapmak gerekir? Kahve her kişide aynı etkiyi göstermeyebilir. Eğer migren ağrısı yaşıyor ve kahve içme konusunda tereddüt ediyorsanız konu ile ilgili bir uzmana danışabilirsiniz.

Kahvenin Şeker Hastalığına Zararı Var mıdır?

 Diğer bir konu ise kahvenin şeker hastalığı ile ilişkisi. Yine tartışmalı içecek kahve hakkında uzmanlar ikiye bölünmüş durumda. Örnek vermek gerekirse İtalyan bilim adamlarının yaptığı bir araştırmada kahvenin tip 2 diyabet hastalığını tetiklediği sonucuna varılmıştır. 6 yıl boyunca yapılan çalışmalarda günde üç bardak kahve içenlerin yarısında tip 2 diyabet rahatsızlığı tespit edildiği savunulmuştur. Diğer yandan Almanya'da yapılan bir araştırmada da günde 4 fincan kahve tüketenlerin 1 fincan kahve tüketenlere göre tip 2 diyabet rahatsızlığına yakalanma riskinin % 23 daha az olduğu öne sürülmüştür. Ne yapmak lazım? Her şeyin fazlası zarardır felsefesinden yola çıkarak kahvenin dozunda tüketilmesi tavsiye edilir. Bu konuda uzman doktorlar bile net bir cevap veremediği için karar biraz da size kalmış sanırım :)

Kahvenin Kalbe Bir Zararı Var mıdır?

 Bu konuda yıllardır tartışılmaktadır. Uzmanların bir kısmı kalp ritmi bozukluğu yaşayan kişilerde kahvenin ritm bozukluğunu arttırdığı görüşünde iken Harvard Medical School gibi kurumların yaptığı araştırmalarda kahve tüketimi ile kalp rahatsızlığı arasında bir ilişki kurulamadığı savunulmaktadır. Ne yapmak gerekir?  Kahve içtiğinizde kalbinizde bir rahatsızlık hissediyorsanız mutlaka bir kardiyolog uzmanına danışmanız önerilir. 

Kahve Selülit Yapar mı?

 Bayanların korkulu rüyası selülitlerde kahve tartışmasından nasibini almış durumda. Bir yandan kahve ile ilgili çıkan  haberlerde kahvenin selülit üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olduğu yazılmakta iken  diğer taraftan kahveli selülit maskesi, kahveli selülit kremi gibi ürünler selülit giderici olarak piyasada yerini almaktadır. Ne yapmak gerekir? Bayanlara önerim konu ile ilgili araştırma yaparken rastladığım UZM. DR. İsmail AĞARIN çok açıklayıcı olan yazısını okumanız.

 Görüldüğü gibi kahve üzerinde yazılıp çizilen haberler, bitmeyen araştırmalar ve kafada soru işaretleri... 
Bir kahve sever olarak ne olursa olsun Osmanlı Devleti'nin kültürümüze kattığı ve dünya çapında da yaygın olarak tüketilen kahvenin hayatımızdan hiçbir zaman çıkmayacağı kesin. Bir de söz konusu  Türk kahvesiyse kendimizi bu konuda kontrol etmemiz sanırım biraz daha zor görünüyor.


NOT: Sizin de kahve ile eklemek istediğiniz düşünceleriniz var mı? Varsa yorumlarını bekliyorum.





Resim kaynağı: http://www.simit.pro/urun.php?k_id=10
Devamını Gör...

Sağlıklı Tahıl KİNOA (QUİNOA)

Unknown TARAFINDAN YAZILDI 3 Kasım 2014 Pazartesi 1 yorum
 Sağlıklı diyorum çünkü kinoa isimli  bu tahıl bünyesinde bulundurduğu aminoasit ve protein miktarı ile diğer tahılların bir adım önüne geçiyor. Normal şartlarda Güney Amerika'da yoğun olarak yetiştirilmekte ve tüketilmekte olan bu tahıl son yıllarda Türkiye'de de ekimine başlandığı için, hem yatırımcılar için hem de sağlıklı beslenme konusunda farklı arayışlar içinde olanların dikkatini çekeceğini düşünüyorum.

 Kinoa içerisinde barındırdığı protein miktarı açısından sütteki protein miktarı ile eşdeğer tutulmaktadır. Durum böyle olunca hem diyet yapanların hem de etsiz beslenmeyi tercih edenlerin gözdesi olacağa benziyor. Ayrıca Kinoa vücudumuzun ihtiyacı olan tüm aminoasit ihtiyacını da karşılamaktadır. Glüten içermeyen kinoa çölyak hastalığı olanlara ve glütensiz besinler tüketmek isteyenlere tavsiye edilir. Bu tahılın en iyi yanlarından biri de baskın bir tadının olmamasıdır. Bu özelliği ile kullanım alanı geniş olan kinoa; pilav, kısır, dolma içi, ekmek, pasta, kek  gibi kısaca hem buğdayın, hem pirincin hem de bulgurun yerine alternatif olarak kullanılabilmektedir.

Kinoanın Faydaları

  • Yağ oranı düşüktür ortalama (100 gr 5.80 gr yağ barındırır).
  • 100 gr kinoa 6 gr lif içerir (lif bakımından diğer tahıllara göre zengin olduğundan diyet yapanlar için tavsiye edilir).
  • İçinde A,B,C,D ve K vitaminlerine ek olarak daha birçok vitamin barındırır.
  • İçerisinde meme kanserine karşı koruyucu maddeler olduğu düşünülmektedir.
  • Kolesterol içermez, sindirimi oldukça kolaydır.
  • İçerisinde bulundurduğu yüksek lif oranı sayesinde kabızlığa iyi gelmektedir.
Kinoa ile yapılan tariflere bir örnek vermek gerekirse:

Kinoa İle Yapılan Sebze Çorbası:


Malzemeler: 
  • 2 yemek kaşığı sıvı yağ 
  • 1 adet orta boy soğan
  • 2 adet büyük patates
  • 2 adet küçük kabak
  • 1 adet yer lahanası
  • 4 su bardağı sıcak su
  • 2 yemek kaşığı dolusu kinoa
  • 1 su bardağı süt
  • et veya tavuk suyu
  • Tuz,karabiber, fesleğen ve kekik
Yapılışı: Soğanlar küp şeklinde doğranır. Soyulmuş  patatesi ve yıkanmış sebzeler küçük parçalar halinde doğranır.  Tencerede kızgın yağın içinde ilk önce soğanlar sonra sebzeler  hafifçe kavrulur. Soğanlar ve sebzeler hafif kızarmaya başladığında tencereye kinoa ilave edilip karıştırılır. Bir kaç dakika daha kavurduktan sonra sıcak suyu ilave edin. Ardından tavuk veya et suyu, tuz, karabiber, fesleğen ve kekik ilave edin. Ara ara karıştırarak 15-20 dk pişirin. Son olarak sütü ilave ederek iyice kaynatın. Protein dolu, besin değeri yüksek çorbanız hazır. Afiyet olsun...(Kaynak: www.chefkoch.de)



Bu yazılarımı okudunuz mu?
En İyi Diyet...
Zayıflama Kısır Döngüsü








Devamını Gör...